Reşat Nuri Güntekin - Çalıkuşu | Kitap Yorumu


Kitabın; 
Adı: Çalıkuşu 
Yazarı: Reşat Nuri Güntekin 
Yayınevi: İnkılap 
Kategori: Türk Klasik
Sayfa Sayısı: 541 
Etiket Fiyatı: 46 TL








ARKA KAPAK YAZISI

Reşat Nuri Güntekin’in 1922 yılında ilk kez Vakit gazetesinde tefrika edilen en tanınmış eseridir. Fransız Lisesi mezunu gencecik, delişmen bir kız olan Feride’nin serüveni, yaşadığı derin bir hayal kırıklığı sonrasında nişanlısını, ailesini İstanbul’da bırakarak Anadolu’nun küçük bir köyüne öğretmen olmasıyla başlar. Daha sonra bu köyü diğer kasabalar, şehirler izler. Önceleri her gittiği yerde Kurtuluş Savaşı’nın etkileri görülür; güç koşulların, sefaletin izlerine rastlanır. Sonraları farklı kültürden gelen genç, yalnız ve bağımsız bir kızın toplumsal yaşamdaki zorlukları, iç dünyasındaki fırtınalar ve derin yalnızlıkla iç içe geçerek okurun karşısına çıkar. Çalıkuşu, gerçekçi yönelimin ilk örneklerinden olan bir başyapıttır.


YORUMUM

   Çalıkuşu’nu ilk defa bir yıldan fazla bir zaman önce, 2017’nin Mart ayında okumuştum. Edebiyat dersi için ödev verilmişti. Öğretmenimiz Yaban ve Çalıkuşu kitaplarından birisini seçmemizi ve hakkında bir ‘analiz’ yazısı yazmamızı söylemişti. Kitaplar üzerine yazmak bana çok keyif verdiği için heyecanla bu iki kitabı okumuştum. Ödevimi Yaban üzerine yaptım ama Çalıkuşu’nu da o dönemde ödev adı altında okumuştum. Lisede birçok öğrenciye ödev olarak verilen bir kitap Çalıkuşu. Ama bu ikinci okuyuşumda kendi kendime dedim ki ‘’Bu kitap bu kadar güzel miydi ya?’’ Eğer siz de Çalıkuşu’nu okul yüzünden okumuşsanız bence bir kere daha okuyun, üzerinizde ödev sorumluluğu olmadan okuyunca ayrı bir tat alıyor insan.

   Son zamanlarda Türk dizilerine bayağı bir merak salmıştım ve Fahriye Evcen ile Burak Özçivit’in başrolü paylaştıkları Çalıkuşu dizisini izlemeye başladım. İlk bölümü çok güzeldi. İzledikten sonra içimde kitabı tekrar okumam gerektiğine dair bir his doğdu. Daha önce okuduğum bir kitabı tekrar okumayı sevmediğimden bu istediğimi erteledim. Dizi ilerledikçe ve tabi ki kitaptan uzaklaştıkça kitabı özlemiş gibi hissettim ve o an okuduğum kitabı bir kere bırakıp hemen Çalıkuşu’nu elime aldım.

   Okumaya başlar başlamaz sizi sarıp sarmalıyor ve başka dünyalara yolculuğa çıkarıyor yazar. Reşat Nuri Güntekin, ne güzel bir kalemdir ne güzel bir üsluptur o öyle! Bu kadar keyifli bir roman olduğunu ben neden daha önce fark edememiştim? Kesinlikle Reşat Nuri tanışılması gereken bir yazar. Çalıkuşu’dan başka bir kitabını okumadım (henüz) ama kesinlikle önereceğim bir yazar.


Gel gör ki, bu deli kızlara söz anlatmak kabil değil. Sizin gibi toy, kalpsiz adamlarının nesini severler, bilmem ki?


   Çalıkuşu Feride ve Kamran’ın aşkının çok ötesinde bir roman bence. İstanbullu bir kadının tek başına Anadolu’nun kollarına atılarak yaşadığı zorlu macerayı konu alıyor. Feride karakteri çok iyi oluşturulmuş bir karakter. Kitabın ilk yüz sayfasındaki ve son yüz sayfasındaki Feride’yi karşılaştırırsak bu karakterin ne kadar geliştiğini görebiliyorsunuz ve bu gelişmeye biz her an tanık oluyoruz. Feride’nin büyümesine, tecrübe edinmesine tanık olduğumuz için çok şanslıyız. Uzun zamandır bu kadar iyi bir karakter ve karakter gelişimi okumamıştım.

   Feride ve Kamran aşkı çok hoşuma giden bir aşk değil açıkçası. Kitabı da ‘aşkları’ yüzünden okumadım ve Çalıkuşu deyince insanların aklına direkt bu ikilinin arasındaki aşk gelince ben üzülüyorum. Çünkü dediğim gibi bu kitabın bir aşk hikâyesinden daha öte bir yanı var ve bu yanını hiçe sayıp sadece Feride Kamran aşkının konuşulması beni üzüyor.

   Çalıkuşu, Kurtuluş Savaşı öncesi, sırası ve sonrasındaki toplumsal yapıyı toplumun farklı tabakalarını inceleyerek bize sunuyor. İyi ve kötü karakterler bolca var bu kitapta. Feride’ye yardım edenler ve Feride’ye kötülük edenlerin dozu iyi ayarlanmıştı. Ne her şey pembe bir rüya gibi iyi gidiyor ne de karabasan gibi kötüye gidiyor. Bu da kitabın gerçekçilik seviyesini artırıyor. Gerçi günümüz şartları göz önüne alındığında Feride ve Hayrullah Bey gibi insanların sayısının azaldığını söylemek çok yanıltıcı olmaz.


Mektepte bize şiir ezberletmişlerdi. İnsan, yaşadığı yerlerde beraber bulunduğu insanlara görünmez ince tellerle bağlanırmış; ayrılık vaktinde bu bağlar gerilmeye, kopan keman telleri gibi acı sesler çıkarmaya başlar, her birinin gönlümüzden kopup ayrılması, bir ayrı sızı uyandırırmış. Bunu yazan şair ne kadar haklıymış.


   Velhasıl kelam Çalıkuşu akıcılığıyla, sürükleyiciliğiyle ve olay örgüsüyle elinizden bırakmak istemeyeceğiniz keyifli bir roman. Hatta Türk klasiklerine başlamak için uygun bir kitap olarak nitelendirilebilir.  Kitabın iki farklı baskısı var sanırım. Bir tam metin hali bir de kısaltılmış hali. Kısaltılmış halinin 100 sayfa civarında olması gerek. Benim size tavsiyem tam metin halini yani 500 küsur sayfalı halini okumanız yönünde. Çünkü her sayfasıyla değerli bir kitap, kalınlığı sizi korkutmasın. Puntoları zaten büyük ve akıcı bir dili var hemen bitirilebilir bir kitap.




İlginizi Çekebilecek Yazılar:

Yorumlar

  1. Merhabalar,

    Çalıkuşu, benim lise yıllarımdayken okuduğum bir romandı. Özellikle romanda geçen şu söz beni çok etkilemişti: Daha o gün anlamıştım Feride; ben ömrümce seninle sınanacaktım. Çünkü insan daima en sevdiğiyle sınanır. İzniniz olursa beğendiğim diğer alıntıları da okumanız üzere sizinle paylaşmayı çok isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/resat-nuri-guntekin-calikusu-romanindan-hafizama-kazinan-10-alinti/

    Güzel okumalar dilerim,
    edebiyatla ve sağlıkla kalın.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder