Jessica Shirvington - Parazit (Parazit #1) | Kitap Yorumu

Kitabın;
Adı: Parazit
Özgün Adı: Disruption
Ait Olduğu Seri: Parazit #1
Yazarı: Jessica Shirvington
Yayınevi: Yabancı
Kategori: Macera
Sayfa Sayısı: 368
Goodreads Puanı: 4,23
Etiket Fiyatı: 26,00 TL


TANITIM BÜLTENİ


İki Hayat Arasında'nın yazarından, teknolojinin günlük hayatımızda giderek yaygınlaşan kullanımını sorgulayan sürükleyici ve heyecan dolu bir distopya.

Dokuz yıl önce Mercer Şirketi hayatı kolaylaştırmak adına bir yol geliştirdi. Başta akıllı telefonların evrimleşmiş versiyonları olarak ortaya çıkan M-Bantlar, sekiz yıl içerisinde zorunlu hale geldi. Artık M-Corp sağlığınızı, sosyal durumunuzu ve aşk hayatınızı kontrol altında tutuyordu. Sadece üç negatif sonuç alma hakkınız vardı, sonra hayatınızı mahvediyorlar, sevdiklerinizi elinizden alıp onları yeraltına, kimsenin bir daha onlardan haber alamayacağı bir yere götürüyorlardı.

İki yıl önce Maggie Stevens, en sevdiği insanlardan birisinin alınıp götürülmesini izledi ve bu olay tüm dünyasını altüst etti.

Şimdiyse onlara karşı savaşmaya hazır. Henüz bunu bilmiyorlar ama Maggie, M-Corp'un en büyük kâbusu. Mercer imparatorluğunun varisi Quentin Mercer da Maggie'nin planının kilit noktası. Ancak iki yıldır üzerinde çalıştığı tehlikeli planın parçaları yerine yavaş yavaş otururken Maggie'nin hesaba katmadığı gerçekler, dünyasını bir kere daha altüst etmek ve uğruna savaştığı her şeyi yok etmek için kuytuda bekliyorlar.




YORUMUM

Bazı zamanlar vardır deli gibi kitap okumak istemenize rağmen on sayfa okuduktan sonra tıkandığınız. Okuyamama durumu gibidir ama tam olarak öyle değildir. İsteseniz tek oturuşta bir kitap dahi bitirebilirsiniz ama içinizde o 'istek' gelmez. Okuyamama değil de okumaya isteksizlik olur. Bilmiyorum belki de bu ''bazı zamanlar'' sadece bana oluyordur. 

İşte böyle bir duygu içerisindeyken Parazit'i aldım elime. Bir ay boyunca tek bir kitap okumuştum ve bu hiç benlik bir durum değildi. Eski hızıma kavuşmak istiyordum. Bu nedenle benim için akıp gitmesi gereken bir kitap seçmeliydim. Yabancı yayınları bu konuda benim isteğimi çok iyi karşılıyor. Okuyamama durumu olsun isteksizlik durumu olsun Yabancı yayınlarının kitapları hemen ilaç gibi imdadıma yetişiyor. Elimdeki tek Yabancı kitabı olan Parazit'i bu yüzden okumaya başladım. Aslında tereddütlüydüm. Çünkü okuduktan hemen sonra ikinci kitabı okumak isteyeceğimi biliyordum. İkinci kitap çıkmasına rağmen bende yok. O yüzden Parazit'e başlasam mı başlamasam mı dilemması içinde sonunda oturup kitabı okumaya başladım.

Yirmi beşinci sayfasına geldiğime tıkandım ve okumaya devam edemeyeceğimi hissettim. Daha yirmi beş sayfa okumama rağmen ana karakterimiz Maggie'yi çok sevmiştim. Okuyamamak beni çok üzmüştü. Ama inat ettim, birkaç gün sonra kitabı tekrar elime aldım ve bitirmeden de elimden bırakmadım. İyi ki de inat etmişim diyorum. Okuyamayıp bir kenara atsaydım çok yazık olacaktı.

Parazit iki kitaptan oluşan bir serinin ilk kitabı. Jessica Shirvington'dan İki Hayat Arasında'yı okuyup çok beğenmiştim bu nedenle Parazit kitabı çıktığında hemen inceleyip aldım. Konusu itibariyle ilgi çekici bir distopyaya benziyordu. Kitabı yorumlamaya geçmeden önce hemen konusundan biraz bahsedeyim.

Kitapta geçen zamandan dokuz yıl önce Amerika hükümeti insanlar için M-Bant'ın kullanımını zorunlu hale getiriyor. M-Bant'lar sizin için hayatınızı kolaylaştırmak adına seçimler yapıyor. Sizin ideal eşinizi bile feromon seviyenizi hesaba katarak buluyor. İnsanlarla dört kere eşleşemezseniz bu sizi 'Neg' kategorisine sokuyor ve Negler tehlikeli sayılarak rehabilatasyon merkezi adı altında toplama kamplarına alınıyor.

Maggie'nin babası da durduk yere negatif eşleşmeler almaya başlıyor ve Neg olarak damgalanarak götürülüyor. O günden sonra Maggie babasını kurtarmak için çabalıyor, insanlara şantajlar yaparak onları manipüle ediyor. Bu yolda da M-Bant'ları üreten M-Corp şirketinin varisi Quentin Mercer'la yolları kesişiyor.

Maggie kendi iç hesaplaşmalarıyla, kendi doğrularıyla oldukça sevdiğim bir karakter oldu. Bu kitapta hiçbir şekilde aksiyon dinmiyor sürekli bir şeyler oluyor. Bu nedenle kitabı bırakamıyorsunuz bile. Maggie karakteri sizi adeta içine çekiyor. Ben bu kitapta Maggie'nin hislerini, kararsızlıklıklarını ve pişmanlığını çok net hissedebildim. Ana karakteri hissedebilmem benim için büyük bir artı.

Ne yazık ki Maggie'yle yaşadığım bu olumlu bağlanmayı Quentin'le yaşayamadım. Quentin benim için biraz silik bir harakter. Olaylara dahil olmadan önceki Quentin'i de tanıyabilmek isterdim ki bu sayede bu karakterin değişimini gözlemleyebilir ve onu daha da benimseyebilirdim. Yani karakteri sevmedim diyemem ama aramızda bir soğukluk var. Belki Quentin'in geçmişiyle ilgili (mesela kafasındaki yara izinin sebebi hakkında) daha fazla şey öğrenebilsem bu soğuk hava dağılır diye düşünüyorm. Umarım serinin ikinci kitabı Panzehir bu konuda bana istediğimi verir.

Günümüzde bile çoğu şeyimizi teknoloji yardımıyla yaptığımızı düşünürsek Parazit'te yaratılan bu dünya biraz ürkütücü. Özellikle kitabın sonuyla beraber benim gözümde başarılı bir distopya dünyası çizdi. Serinin nasıl sonuçlanacağını şimdiden görebiliyorum ama peşin hüküm veremem çünkü yazar bu kitapta da gördüğümüz gibi ters köşe etmeyi seviyor. Kitabın sonunu ben tahmin edemedim ve tahmin edemezdim de. Tahmin edilemez değildi bence, dönüp geriye baktığımda bu sonla ilgili ipuçlarını görebildim ama beni bilirsiniz ben pek tahmin etmeyi sevmem. Kitabın bana ne vereceğini beklemek daha keyifli. Sonu sebebiyle ikinci kitabı çok merak ediyorum. Ama ne yazık ki yakın zamanda kitabı alamayacağım gibi görünüyor.

Diğer kitapta yaşanacaklarla ilgili bu kitapta birkaç ipucu vardı. Mesela adını duyduğumuz ama hiç karşılaşmadığımız Alex karakteriyle diğer kitapta tanışacakmışız gibi hissediyorum. Bunun yanı sıra Quentin, Quentin'in annesiyle ilgili daha fazla şeyler öğrenecekmişiz gibi bir his var içimde. Ama okuduğum yorumlar pek benim umduğum gibi olumlu değiller. Kitaptaki distopik havanın dağıldığını ve ikinci kitabın bir aşk kitabına dönüştüğünü okudum. Aşk okumayı seviyorum. Quentin ve Maggie'nin ilişkisini okumak da keyif verici. Ama bu kadar güzel bir distopik dünyayı aşkı merkeze alıp sonlandırmışsa yazar beni üzer. Sanırım beklentilerimi biraz düşürmeliyim.


Sonuç olarak kitabı sevdim. Vaktinizi güzelce harcayabileceğiniz bir kitap. İkinci kitapla ilgili yorumlar beni biraz korkutsa da ikinci kitabı da okuyup seriyi sonlandıracağım. Elinizde varsa bu kitabı okuma listenizde ön sıraya alabilirsiniz. Ama gidin, alın, okuyun diyebileceğim bir kitap değil. Merak ediyorsanız alabilirsiniz. Genç yetişkin distopyası olarak bence ortalamanın üstünde bir kitaptı. Ama genel olarak 'distopya' türünün diğer kitaplarıyla kıysalayacak olursam daha iyi kitaplar okuduğumu söyleyebilirim. Yazının başında da dediğim gibi Yabancı kitapları okuyayamama durumuna, isteksizlik durumuna ilaç gibi geliyor. Böyle bir durumdaysanız bu kitap size önerebileceğim bir kitap olur.

Yorumlar