Joseph Delaney - Hayaletin Çırağı (Wardstone Günlükleri #1) | Kitap Yorumu
Kitabın;
Adı: Hayaletin Çırağı
Ait Olduğu Seri: Wardstone Günlükleri #1
Özgün Adı: The Spook’s Apprentice
Yazarı: Joseph Delaney
Yayınevi: Tudem
Tür: Fantastik, Çocuk
Edebiyat: İngiliz Edebiyatı
Sayfa Sayısı: 231
Goodreads Puanı: 3,97
Etiket Fiyatı: 18 TL
TANITIM BÜLTENİ
Thomas Ward, yedinci oğulun yedinci oğlu ve Hayalete çırak olarak
verildi. İş ürkütücü ve zor. Hayalet mesafeli ve birçok çırak, onun gözünde
başarısızlığa uğradı. Thomas’ın bir şekilde ruh çıkarmayı, cadıları denetim
altında tutmayı ve hortlakları yakalamayı öğrenmesi gerekiyor. Ama oyuna
getirilip civardaki en şeytani cadının serbest kalmasına neden olduğunda,
dehşet başlıyor… Hayaletler, cadılar, hortlaklar ve karanlık. Bir solukta
okuyacağınız, Hampshire Book Award ödülünü alan Wardstone Günlükleri serisinin
ilk kitabı Hayaletin Çırağı, sinemalarda izleyicilerin tüylerini diken diken
etmeye hazırlanıyor. Bu kitabı okurken sayfaları ne kadar hızlı çevirdiğinize
siz de şaşıracaksınız.
YORUMUM
Bir kitapçıda görsem, hiçbir şekilde (konu, kapak vs.)
ilgimi çekmeyecek bu kitabı okumamın tek sebebi arkadaşımın bana büyük bir
hevesle okumam için ödünç vermesiydi. Tarzım dışında bir kitap olduğu için ilk
başta kabul etmeyecektim ama daha sonra zaten bir günde bitirir, geri veririm,
arkadaşımın da gönlü olur diye düşündüğüm için kabul ettim. 
   Thomas Ward isimli
karakterimiz yedinci oğulun yedinci oğludur ve kitabın geçtiği evrende yedinin
yedisi herkesin göremediği varlıkları görmek demek oluyor. Hayalet isimli bir
meslek var. Evet, kitabımızın her yerinde geçen bu sözcük bir varlığı değil bir
mesleği temsil ediyor. Bu Hayalet, karanlık güçlere karşı savaşan bir meslek
(?) Öcülere, cadılara ve hortlaklara karşı mücadele veriliyor anlayacağız ve bu
meslek için de yedinci oğulun yedinci oğlu olma şartı var. Thomas Ward da çok
istemese de Hayalet’in Çırağı olmak için Hayalet’e veriliyor ve biz kitap
boyunca Thomas’ın bu karanlık dünyayla ilgili öğrenmelerini ve daha birçok şeyi
okuyoruz. 
   Okuduğum bir tarz
değil ama yine de okumaktan zevk aldım mı? Aldım. Kitabın başlarında sıkılsam
da genel anlamda hızlı bir şekilde okuyup bitirdiğim keyifli bir okumaydı.
Wardstone Günlükleri uzun bir seri ve uzun seriler hakkındaki düşüncelerimi az
çok biliyorsunuzdur. Serinin sadece ilk kitabını okudum ama buna rağmen git gide
kötüleşen bir seri olmayacağını düşünüyorum. Çünkü ele alınan konunun altından
bir sürü alt konu çıkabilir. Yeni kitap okumaya başlayanlar için ya da bu tarz
okumayı sevenler için oldukça keyifli ve sürükleyici bir seri olduğunu
söyleyebilirim. Ama tabi serinin hepsini okumadığım için bu yaptığım yorum ne
kadar doğru bilemeyeceğim.  
   Bir serinin ilk
kitabı olduğu için karakterlerin olaylara göre daha ön planda olmasını
bekleyebilirsiniz ama bu kitapta olaylar da karakterler kadar önemli ve ön
plandaydı. Hız kesmeden gelişen, merak uyandırıcı ve sürükleyici bir olay
örgüsüne sahip kitabı okurken sıkılmayacağınızı düşünüyorum. 
   Kitap birinci tekil
kişi tarafından anlatılmıştı ve bence üçüncü tekil kişi tarafından da
anlatılsaydı bir şey eksilmezdi.  Şöyle
ki ben birinci ağızdan yapılan anlatımda, anlatıcının olaylar hakkındaki
düşüncelerini, duygularını okumayı severim. Ama bu kitapta Thomas’ın
duygularına ve düşüncelerine neredeyse hiç tanıklık edemedik. Bize düz bir
şekilde olayı anlattı. Haliyle mekân, kişi tasviri ya da betimleme yoktu.
Kitabın türü ve kategorisi gereği böyle bir anlatım kullanılması olağan. Ama
ben duygu, düşünce ve betimlemelerin olaylardan daha fazla anlatıldığı
kitapları daha çok sevdiğim için bu kitabı çok sevdiğimi söyleyemem. Kendi
kulvarında değerlendirildiğinde başarılı bir kitap ama benim zevkime hitap
etmediği için sevdiğimi söylemem yanıltıcı olur. 
   Başkarakterimiz
Thomas’ı da hiç sevmediğimi eklemem gerek. Söyledikleri ve yaptıklarıyla beni
çileden çıkardı. Kitabın sonlarında karakteri tam oturdu gibi oldu derken kitap
bitiverdi. Serinin diğer kitaplarında kişilik olarak Thomas’ın gelişmiş
olduğunu düşünüyorum. Alice karakterini de sevmedim. Sanırım sevdiğim
karakterler sadece Thomas’ın annesi ve Hayalet oldu. 
   Serinin diğer
kitapları demişken seriye devam edip etmeyeceğimi de belirtmem gerek. Eğer bu
kitabı iki ya da üç yıl önce okusaydım o zaman seriye devam ederdim. Ama okumak
istediğim bir sürü kitap ve başlamak istediğim bir sürü seri varken (bkz:
Okumadığım Popüler Kitap Serileri) Wardstone devam etmek isteyeceğim bir seri
değil. 
   Kitabın bir de
Seventh Son isimli bir film uyarlaması varmış ben de yeni öğrendim. Fragmanı
izlediğimde çok heyecanlanmadım ve etkilenmedim ama benim açımdan kitaptan daha
güzel göründüğünü eklemem gerek. İzler miyim izlemez miyim bilmiyorum ama
merak ediyorum. 
   Çelişkili konuşmuş
olabilirim ama umarım anlatmak istediğimi anlamışsınızdır. Okuduğunuz için
teşekkür ederim. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, hoşça kalın!
ALINTILAR
"Kendini nasıl
yalnız hissedebilirsin? Kendin varsın ya... Ancak benliğini kaybettiğin zaman
yalnız kalırsın." (Sayfa 92)
Gerçekten neler
yapabileceğini, denemeden bilemezsin. (Sayfa
231)
Hiç hata yapmayan
kişi, hiçbir şey yapmayan kişidir. Hata yapmak, işi öğrenmenin bir parçasıdır.

Yorumlar
Yorum Gönder