Alex Shearer - Teneke Kutular | Kitap Yorumu


Kitabın;
Adı: Teneke Kutular
Özgün Adı: Tins
Yazarı: Alex Shearer
Yayınevi: Tudem
Tür: Çocuk, Gizem
Edebiyat: İngiliz Edebiyatı
Sayfa Sayısı: 270
Goodreads Puanı: 3,64






ARKA KAPAK YAZISI

Yetişkinlerin ulaşamayacağı yerde saklayınız. İçinden vücut parçaları çıkabilir.

Fergal, teneke kutu biriktirmektedir. Ucuzlukta satılan etiketsiz teneke kutulardan hoşlanır: Onların içinden daima hoş ya da nahoş sürprizler çıkar. Bir gün Fergal bir tanesinin içinde bir parmak, bir başkasında ise içinde İMDAT yazan bir not bulur…

Ve bu tuhaf hobi o günden sonra kurtçuklarla dolu ölümcül bir teneke kutuya dönüşür.

‘’Bu kitap, bir teneke kutudan daha fazlasını vaat eder.’’
-Haftalık Teneke Dergisi



YORUMUM

Bugün hiç beğenmediğim bir kitap olan Teneke Kutular kitabının yorumunu yapacağım. Beğenmediğim için yorum dahi yazmayı düşünmüyordum ama üzerine konuşmak istediğimi fark edince az da olsa bir şeyler yazayım dedim.

   Konusunu arka kapağından anlayabilirsiniz ama ben yine de biraz bahsedeyim. Fergal isimli bir çocuğumuz var ki kitap boyunca yaşı hiç belirtilmiyor. Ki ben Fergal’in yaşını çok merak ettim. Neyse konuya dönelim. Bu Fergal her hafta annesiyle birlikte markete gider ve bir gün ucuzluk reyonunda etiketsiz bir teneke kutu görür ve bu teneke kutu onun ilgisini çeker. Böylelikle teneke kutu biriktirmeye başlar. Bir gün satın aldığı teneke kutunun içinden kesik bir parmak çıkınca bu hobi bir maceraya dönüşür. Spoiler verdiğimi düşünenler için belirteyim kitabın arka kapak yazısında yazılanlardan fazla bir şey söylemedim.

   Arka kapağını okuyunca dedim ki ‘’Ben bunu severim.’’ Gizem, polisiye türünde şeyleri severim. Bu kitap, bir polisiye değil ama arka kapak yazısını ilk okuduğumda bir polisiye havası sezmiştim. Şimdiye kadar ‘Ben bunu severim’ dediğim her kitabı sevmiştim. Teneke Kutular, benim için bu konuda bir ilk.

   Komik gelebilir size belki ama bu kitabı okurken dokuz yaşımdayken yazdığım hikâyelerimi okuyormuş gibi hissettim. Gerçekten bazı diyaloglar, olayların gidiş yönü, pireyi deve yapma; bunlar hep dokuz yaşındaki benin hikâyelerimde kullandığım tarzdaydı. Çok tanıdık bir üsluptu. Tahmin edersiniz ki olay örgüsü bana çok acemi geldi. İlk başlarda kitabı seviyor gibi olmuştum ama olaylar bir yerden sonra… Çok saçmalaşmaya başladı.

   Hiç gerçekçi olmadığına değinmeyeceğim. O kadar absürttü ki okurken bu absürtlüğe kahkaha attım. Bu kitapta gerçekçilik aramamam gerekti doğru ama ben realist romanları daha çok sevdiğim için ister istemez kitabı okurken sevebileceğim bir şeyler arayıp durdum. Umduğumu buldum mu peki? Hayır. Karakterler saçmaydı. Karakterlerin anneleri de saçmaydı. Aklıma geldikçe gülüyorum ya.

   Tesadüfler sonucu oluşmuş bir sürü olay vardı. Olan bitenin karakterlerin lehine gelişmesi ne kadar da tesadüfi! Üstelik bir sürü şey cevaplanmadı. Yani bence önemli olan ve okuyucun merak edebileceği şeyler hiç cevaplanmadı. Hatta bir yerden sonra bahsi dahi geçmedi diyebilirim. Sonu tahmin edilebilirdi, heyecan yaratılmaya çalışmıştı ama ben hiç heyecanlanmadım.  Bazı noktaları cidden mantıksızdı. Biraz durup düşününce daha çok farkına varıyorsunuz mantık hatalarının.

   Kitapla ilgili beğendiğim tek şey yazarın dili olabilir. Abartılı bir üslubu olsa da okurken eğlendiğimi hissettim. Kitap hızlı bir şekilde aktı gitti. Sayfaları hızlıca çevirmemin sebebi merak etmem değil, yazarın dilinin akıcılığıydı. Çocuk kitabı kategorisinde olduğu için bence bu büyük bir artı.

   Kitabın bana vermeye çalıştığı mesaj tam olarak neydi anlamadım. Çocuk sömürüsünün kötü bir şey olduğunu falan mı anlatmaya çalıştı acaba? Her neyse. Ne anlatmaya çalıştıysa tam olarak algılayamadığımı söyleyebilirim. Belki de bu benden kaynaklanan bir sorun olabilir.

   Çok fazla çocuk kitabı okuyan birisi değilim. Okumayı falan seviyorum ama çocuk kitabı okumak için yanlış seçimler yapıyorum hep. Bu da beni kategoriden soğutuyor. Bundan sonra çocuk kitabı okumaya bir süre ara vereceğim.

   Az çok bir kitaptan neleri beklediğimi, neleri sevdiğimi biliyorsunuz. Eğer benimle aynı zevke sahipseniz Teneke Kutular’ı sevmeyebilirsiniz. Yaşla sınırlandırmak istemiyorum, kitap önerileri genelde kişinin yoğun olarak ne tarz kitap okumayı sevdiğine göre verilmeli ama bu kitabı 12 yaşından büyükseniz okumanızı önermiyorum. Yeni kitap okumaya başladıysanız okuyabilirsiniz. Bunun dışında okursanız size bir şey katmayacak okumazsanız da bir şey kaybetmeyeceğiniz bir kitap.

   Kısa bir yorum yazısı oldu çünkü uzatıp yanlış bir şey söylemek istemedim. Beğenmediğim kitapları yorumlarken dikkatli olmalıyım gibi hissediyorum. Genelde kötü eleştiri iyi karşılanmaz. Her neyse, umarım beğendiğiniz bir yorum yazısı olmuştur. Çok kısa oldu ama düşüncelerimi en iyi şekilde böyle açıklayabildim. Okuduğunuz için hepinize teşekkür ederim!


ALINTILAR

Birisinin sizin için endişelenmesi iyi bir şeydi. Zaman zaman rahatsız edici ve sinir bozucu olsa da iyi bir şeydi. (Sayfa 174)



İşte teneke kutuların hali böyleydi. Özellikle etiketsiz olanların. Onları açmadan ne olduğunu asla bilemezsiniz. Onlar biraz da hayatın kendisi gibiydi; içinde ne olduğunu, ne sakladığını asla bilemediğiniz. Teneke kutulardan asla emin olamazsınız. Ve tuhaf olan şudur ki, bir teneke kutu –ya da hayat- boş, çok boş görünse bile, asla emin olamazsınız. Ağzına kadar dolu olabilir. Olağanüstü şeylerle… Sürprizlerle. (Sayfa 265)



Yorumlar