Yanlış Zamanda Okuduğum 7 Kitap
Her kitabın okunması için doğru bir zamana sahip olduğunu
düşünürüm. Bazı kitaplar vardır ki oturup öylece okunmayı beklemez, üstüne
düşünülmesini, kafa yorulmasını bekler. Bu ‘bazı kitaplar’ı okuyup anlayabilmek
için bence belli bir edebi birikim ve kültüre sahip olmak gerekmekte.
   Bir kitabın bizim
için zamanının ne zaman geldiğini ya da geleceğini bilemeyiz ve bazen hazır
olmadan o kitabı okumaya çabaladığımızda, almamız gereken tadı alamayız.
Yüzmeye çalışırken boğulur kalırız. Ben de bazı kitapları yanlış zamanda okumak
gibi hatalar yaptım haliyle. Bu kitapları hazır hissettiğim bir dönemde
tekrardan okumayı planlıyorum.  Bu
yazımda sizlere yanlış zamanda okuduğum, okumak için henüz hazır olduğumu
hissetmediğim ve ileriki zamanlarda tekrar okuyacağım kitapları derlemeye
çalıştım. Umarım hoşunuza gider. İyi okumalar şimdiden.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Bu kitabı tam olarak ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum.
Huzur’u okuduktan sonra daha fazla Ahmet Hamdi okumak istedim ve elim Saatleri
Ayarlama Enstitüsü’ne gitti. Huzur romanına göre daha alegorik ve kapalı bir
anlatıma sahipti ve ben ne yazık ki bu kitabın çoğunluğunu okulda okuduğum için
pek zevk alamadım. Aslında zevk alamadım pek doğru değil. Zevk aldım ama daha
doğru zamanda okusaydım daha fazla zevk alacağımdan kuşkum yok. 
Sait Faik Abasıyanık, Alemdağ’da Var Bir Yılan
Bu kitabı okuduğum sırada kötü bir olay yaşadım. Bundan
dolayı kitabı havai bir ruh haliyle okuyup bitirmiştim. Sırf bitirmiş olmak
için bitirmiştim anlayacağınız. Bu nedenle kitapla ilgili hiçbir şey
hatırlamıyorum desem yalan söylemiş olmam. Hatta ve hatta Sait Faik’in dilini,
üslubunu dahi hatırlamıyorum. Bu nedenle bu kitabı da yeniden, sakin bir
kafayla okumak farz oldu. 
Cemil Meriç, Bu Ülke
Bu kitabı da araştırmadan etmeden satın almıştım ve utanarak
dile getiriyorum, Cemil Meriç hiç duymadığım bir yazardı o zamanlar. Toplum
eleştirisi yapan bir roman sanmıştım ama aksine Cemil Meriç’in denemelerinden
oluşan bir kitap olduğunu okumaya başladıktan sonra fark ettim. Tahmin
ederseniz ki çok farklı beklentilerde başladığım için kitabın içine giremedim.
Sadece kitaplarla, dergilerle ve edebiyatla olan denemeleri okurken zevk aldım.
Tabi daha sonra Cemil Meriç üzerine araştırma yaptım ve hakkında bir sürü yazı
okudum. Bu Ülke’yi tekrar okumak için biraz daha zaman geçmesini bekliyorum. 
Oğuz Atay, Tutunamayanlar
Belki Tutunamayanlar’ı bu listede görmek şaşırtıcı
gelebilir. Ama çok yanlış zamanda okuduğum bir kitap Tutunamayanlar. İki yıl
önce okumuştum ve okumam tamı tamına bir ay sürdü. Bu bir ay içinde başka
hiçbir kitap okumadan sadece Tutunamayanlar’ı bitirmeye adamıştım kendimi.
Kitabın ilk kısımları oldukça ilgimi çekmişti, tabi ki zorlanmıştım. İlk defa
post modern okuyordum ama bu beni kitaptan soğutmamış aksine merakımı
körüklemişti. Daha sonra kitabın ortalarında bir kısım geldi ve ben kitaptan
tamamen koptum. Bir iki hafta kitabı elime almadım bile. Hatta o kısımları
atlamayı bile düşündüm ama daha sonra atlamadan okumam gerektiğini hissettim. Kitabı
yarım da bırakmak istemiyordum, içimden bir ses bitirmemi söylüyordu her ne
kadar beni zorlasa da. O kısımları bitirdikten sonra okunması daha da zevkli
hale geldi ve kitabın sonunu ondan sonra kısa bir süre içinde getirdim. Oğuz
Atay’ı okumak için acele ettiğimi düşündüm ve Tutunamayanlar’ı daha sonra
okumak için rafa kaldırdım. 
Tezer Özlü, Eski Bahçe Eski Sevgi
Bu kitaptan uzun zaman önce Goodreads Kitap Etiketi yazımda
da bahsetmiştim. Kitabın ilk kısımları yani Eski Bahçe kısımları beni sıkarken Eski
Sevgi bölümlerini daha çok sevmiştim. Yanlış zamandan ziyade Tezer Özlü’ye
başlangıç için yanlış bir kitap seçtiğimi düşünüyorum. Yazara yanlış bir
kitapla başladığım için de pek zevk alamadım sanırım. Tezer Özlü okumaya devam
edeceğim ve Tezer Özlü’nün diline daha fazla alıştıktan sonra dönüp Eski Bahçe
Eski Sevgi’yi tekrardan okuyabilirim. 
Enis Batur, Cep Meşkleri
(Kitabın yorumu için buraya tıklayınız.)
Cep Meşkleri’nin yorumunu yaptığım yazımda da bahsetmiştim.
Daha önce Enis Batur okumadığım için bu kitabın içine girmekte zorlanmıştım.
Yine bir yazara başlamakta yanlış bir seçim yaptığım için oluyor hep bunlar.
Okurken keyif aldım almasına ama eğer Enis Batur daha önce okusaydım daha fazla
keyif alabilirdim. Bitirdikten sonra bu kitabı da daha sonra okunmak üzere rafa
kaldırdım. 
Irvin D. Yalom, Nietzsche Ağladığında
Bu kitaptan da 2016 | Favori Kitaplarım yazımda
bahsetmiştim. Kitabı yazılı haftamda okumam ve üstüne hak ettiği kadar
düşünmememe rağmen oldukça zevk almıştım. Bir sonraki okuyuşumda da daha farklı
şeyler algılayacağımı düşünüyorum nedense. Irvin Yalom’un dilini, anlatımını ve
tabi ki de kurgusuna hayran kaldım. Çok felsefi şeyler okumayı seven birisi
değilim ama buna rağmen Nietzsche Ağladığında favorilerime dahi girdi. Bir de kafamı
yorup tam anlamıyla okursam ne kadar beğenebilirim ancak tahmin edebiliyorum
doğrusu.
   Evet, yanlış
zamanda okuduğum 7 kitap bu şekildeydi. Sizin yanlış zamanda okuduğunuzu
düşündüğünüz ve ileriki zamanlarda tekrardan okumayı düşündüğünüz bir kitap var
mı, yorum olarak bırakırsanız sevinirim. Vakit ayırıp yazımı okuduğunuz için
hepinize teşekkür ediyorum. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, hoşça kalın!








Yorumlar
Yorum Gönder