Jojo Moyes - Senden Sonra Ben (Senden Önce Ben #2) | Kitap Yorumu

Kitabın;
Adı: Senden Sonra Ben
Özgün Adı: After You
Ait Olduğu Seri: Senden Önce Ben #2 
Yazarı: Jojo Moyes
Yayınevi: Pegasus
Tür: Romantik
Edebiyat: İngiliz Edebiyatı
Sayfa Sayısı: 450
Goodreads Puanı: 3,71
Etiket Fiyatı: 29,90 TL



UYARI! BU YORUM, SENDEN ÖNCE BEN (JOJO MOYES) KİTABI İLE İLGİLİ SPOILER İÇERMEKTEDİR. 


ARKA KAPAK YAZISI

Beni o kadar da sık düşünme. Sadece iyi yaşa. Sadece yaşa… Sevgiyle, Will.
Louisa Clark ve Will Traynor birlikte altı ay geçirmiştir. Koca bir yılın yarısı… Ve bu altı ay çok şeyi değiştirmiştir. Lou artık kendi hayallerinden korkan o kasabalı kız değildir fakat hayatı Will’in istediği gibi cesurca yaşamayı da başaramıyordur. Sevdiklerini kaybeden insanların yollarına nasıl devam ettiklerini bilmiyordur çünkü Will’in olmadığı bir dünya onun için hala katlanılması zor bir yerdir. Boş bir apartman dairesinde yaşıyor, havaalanında korkunç bir işte çalışıyordur. Yaşasa da onun için hayat diye bir şey yoktur, ta ki karşısına onu Will’e götüren kimsenin haberinin olmadığı bir bağlantı çıkana dek…
Kederden arınma yolculuğu hiçbir zaman dolambaçsız değildir ama hayat bazen incecik çizgide yürürken sunar mucizelerini… Lou sonunda umudu tekrar bulup yeni bir hayat için hayaller kurmaya başlayabilecek midir?
Hikâyelerin mutlu sonla bitmesi için yola devam etmek gerekir…



YORUMUM

Ne desem bu kitapla ilgili, ne desem, ne desem… 

   Senden Önce Ben kitabının bir devam kitabının çıkacağını öğrenmiş ve nasıl bir devam kitabı çıkabileceğini bir türlü anlamamıştım. Will ölmüştü ve biz ne okuyacaktık yani? Sonra ise Lou’nun hayatına nasıl devam ettiğini okuyacağımızı anladım. İnanın eğer içimde birazcık merak olmasaydı Lou’nun ne yaptığıyla ilgili kesinlikle alıp okumazdım bu kitabı.

   Konusundan bahsetmeye çalışayım. Kitaptaki olaylar Will’in ölümünün üzerinden yaklaşık bir buçuk iki yıl sonra başlıyor. Lou, Will’in kendisinden istediğinin aksine iğrenç bir hayatın içinde sürükleniyor ve önüne gelen fırsatları elinin tersiyle itiyor. Bu kitaptaki Lou, ilk kitapta gördüğünüz Lou’dan çok farklı. O renkli giyim tarzı, neşeli ve hayat dolu halinden eser yok. Beklemiyorum tabi ki eski Lou’yu görmek ama bu kadar derbeder görmek beni üzdü. Derbeder bir Lou değil de dağıtmış bir Lou görmeyi bekliyordum.

   İlk başta Will’in ölümünden sürekli kendisini suçlayan, melankolik bir Lou okuyacağımı zannettim kitap boyunca. Ve açıkçası böyle bir kitap okusaydım daha çok hoşuma giderdi. Bir gün Lou’nun kapısına Will’le ilgili kimsenin bilmediği bir sürpriz geliyor. Bu sürprizin ne olduğunu söylemeyeceğim tabi ki. Ama bu sürpriz nedense hoşuma gitmedi. Sevemedim. Özellikle Lou’nun bu sürpriz karşısında yaptıkları beni çileden çıkardı. Kendisini kitap boyunca boş yere yırttı durdu. ‘’SANA NE?’’ diye bağırmak istedim.

   Kitap boyunca bana mantıklı gelen tek karakter Lou’nun ablası Treena idi. Treena cidden kitaptaki benim yansımamdı. Ne düşünsem dile getiriyordu adeta. Yani Lou’nun karakterine laf söylemek istemiyorum ama… Söylüyorum işte. Jojo Moyes’e çok kızgınım böyle bir kitap çıkardığı için. Lou’nun yaptığı seçimler, düşünceleri kitap boyunca beni deli etti resmen.

   Senden Önce Ben’i bundan üç-dört yıl önce okumuştum. Açıkçası filmini izlemeseydim genel hatları dışında pek fazla bir şey hatırlamayacaktım ve bir şey hatırlamadan bu kitabı okusaydım biraz daha fazla sevebilirdim belki. Lou karakterinin değişmiş olması oldukça olağan ama ben bu kitaptan başka bir şeyler bekliyordum bilmem anlatabiliyor muyum? Will’in istediği gibi uç noktalarda yaşayan, sürekli yeni maceralara atılan bir Lou okumayı bekliyordum.

   Kitabın içindeki aşk olayına da biraz değinip yorumu sonlandıracağım. Tahmin edebileceğiniz üzere Lou’nun bir sevgilisi oluyor kitapta. Lou’nun hayatına devam etmesi gerektiğini ben de biliyorum ama Sam (Lou’nun sevgilisi) Will’den sonra çok sıradan geldi. Yakıştıramadım. İlişkileri de beni pek sarmadı açıkçası. Lou’nun ne zaman Sam’i görse, onu yatağa fırlatıp üstüne çıkmayı istemesi beni acayip rahatsız etti. Ne zaman Sam’i görse ah beni öpse, ah beni kollarına sarsa diye düşünüp durdu. Neden bilmiyorum acayip sinir etti beni bu durum. Will ile aralarında geçen aşktan sonra Sam çok sıradan ve sönük kaldı. Tamam, Will’den sonra büyük bir aşk bulması zaten benim için Senden Önce Ben’in büyüsünü bitirirdi ama Sam yani, olmamış. Hiç olmasaymış daha iyi olurmuş. Ya da olsaydı ve kitabın sonlarına doğru ayrılsalardı bence cuk diye otururdu. Böylelikle Lou, hayatına devam etmenin sandığı kadar kötü olmadığının farkına varırdı. Ama Sam karakterini hiç sevmedim ya.

   Kitapta okurken zevk aldığım tek yer Lou’nun anne ve babasının arasında geçen birtakım olaylardı. Onun dışında yok yani. Hiçbir şekilde beklentilerimi karşılamayan bir kitap oldu. O, Lou’nun karşılaştığı ‘sürpriz’ bence saçmaydı kesinlikle ve Will’le bir bağlantı yaratabilmek için daha güzel ve etkileyici yollar var. Lou karakterinin gelişimini hiç beğenmedim. Dediğim gibi daha uçlarda yaşayan, tehlikeli işlerle uğraşan uçarı bir Lou görmeyi isterdim. Sam karakterine uyuz oldum. Kısacası beğenmedim.

   Şöyle bir durum var ki, eğer ben sevdiği adamın ölümünden sonra hayata yeniden dönmeye çalışan bir kızın hikâyesini okuyor olsaydım; bu kitabı severdim. Ama bu bahsi geçen adam Will ve bahsi geçen kız Lou olunca sevemedim. Eğer Senden Önce Ben, sizin için sıradan bir romansa, sizin için bir önemi yoksa ve bu kitabı merak ediyorsanız beğenebilirsiniz. Ama Senden Önce Ben, sizin için özel ve farklı bir kitapsa bu kitabı sevebileceğiniz konusunda size garanti veremem. Sevebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz de. Dediğim gibi ben sevmedim, çünkü görmeyi beklediğim bir ‘sonra’ değildi. Kitabın gereksiz bir kitap olduğunu düşünürdüm önceleri ama ikinci bir düşünceyle aslında yazılmasının o kadar gereksiz olmadığına karar verdim. Sadece olaylar biraz daha farklı olsaydı… Ah, keşke farklı olsaydı!

   Her ne kadar bu kitabı aklımdan silmek istesem ve Lou’nun Will’den sonra yaptıklarını kendi hayal gücüme bırakmak istesem de ne yazık ki yapamıyorum.



ALINTILAR


Seni hayal kırıklığına uğrattım Will, her anlamda hayal kırıklığına uğrattım. (Syf. 49)


Hikâyelerin mutlu sonla bitmesi için yola devam etmek gerekir. (Arka Kapak)


Bir sürü insan arkasında bıraktığı zararı bir an bile düşünmeden kendi mutluluğunun peşinden gidiyor. (Syf. 194)

Yorumlar