2016'nın 'En'leri | Kitap Etiketi


2017 yılının ilk yazısıyla herkese merhaba arkadaşlar! Umarım 2017 hepiniz için harika bir yıl olur, istekleriniz, dilekleriniz, dualarınız kabul olur. Başarı, sağlık ve huzur içinde tabi ki bol okumalı bir yıl geçirirsiniz. İyi dilekleri geride bırakarak gelelim bugünkü yazımızın konusuna.  Dileda Arslan’ın yapmış olduğu etiketi izlerken çok eğlenmiştim ve ben de yapmak istediğimi fark ettim. Etiketimizin ismi 2016’ın ‘En’leri. Dileda Arslan’ın videosunu da buraya tıklayarak izleyebilirsiniz. Gerçekten keyifli bir videoydu.



   Toplam 12 kategori var ve ben bu kategorilere henüz uygun kitap bulmadım. Yazıyı yazarken artık o anda aklıma ne gelirse onu yazacağım. Umarım okurken zevk alabileceğiniz bir yazı olur. Şimdiden okuduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum.


1. En sürükleyici kitap


R.J Palacio, Wonder (Wonder #1)

Bu yıl okuduğum kitapların birçoğu sürükleyiciydi ama bu kategori için cevabım R.J Palacio’nun yazmış olduğu Wonder (Mucize) olacak. Bu kitabı seçmemin sebebini de açıklayayım. Ben normalde İngilizce kitapları Türkçe kitaplara göre daha yavaş okurum. Wonder, benim şimdiye kadar okuduğum İngilizce kitaplar arasında en sürükleyici ve en hızlı bitendi.



2. En zor okunan kitap


Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü

Saatleri Ayarlama Enstitüsü bana göre biraz kapalı bir anlatıma sahip bir kitaptı ve içinde çok fazla alegorik öge vardı. Bütün bunlara Ahmet Hamdi’nin yoğun üsluplu dili de eklenince bu kitabın beni zorlaması kaçınılmazdı. En çok bu kitabı okurken zorlanmamın nedeni de bu kitabın büyük bir çoğunluğunu okulda teneffüs aralarında okumamdı.



3. Olay örgüsü en karmaşık kitap


Orhan Pamuk, Kara Kitap

Bu kategori için bu kitap ne kadar doğru tartışılır. Kara Kitap benim için çok farklı bir kitaptı. Belirli bir olay örgüsü olduğunu söylemek yanlış olur. Olay örgüsü kitapta çok geri planda kalmıştı ve okurken olay örgüsünü takip etmekte zorlandım. Ki bundan şikâyetim yok, benim açımdan değişik bir okuma deneyimi olmuştu.



4. Okurken en çok sıkıldığım kitap


Cemil Meriç, Bu Ülke

Bu kitap üzerine çok fazla konuşmayacağım çünkü ileride yazmayı düşündüğüm bir yazı var yanlış zamanda okuduğum kitaplar diye. Orada uzun uzun Bu Ülke’den bahsetmeyi planlıyorum. Belki de en yanlış zamanda okuduğum kitap Bu Ülke’dir. E haliyle sıkıla sıkıla okudum. Yanlış anlaşılmasın benim bu kitaptan sıkılmam, kitabı beğenmediğim anlamına gelmiyor.



5. Olumlu anlamda beni en çok şaşırtan kitap


Irvin D. Yalom, Nietzsche Ağladığında

Bu kitaba beklentisiz başlamıştım. Yorumlarına güvendiğim birisinin önerisiyle kitap listeme eklemiştim ve uzun bir sürede listemde beklemekteydi. Kafama esti ve araştırmadan soruşturmadan kitabı aldım ve okumaya başladım. İyi ki de hakkında bir ön fikir sahibi olmadan okumuşum. Yoğun olduğum bir dönemde okumuş olsam da çok beğendiğim bir kitap olmuştu.



6. Olumsuz anlamda beni en çok şaşırtan kitap


Öznur Yıldırım, Şahmeran (Yabancı #1)

Akranlarımın bu kitap üzerine ve başkarakter Ediz için (kendisi en nefret ettiğim karakter olur) delirmeleri, Wattpad kitaplarının basılmasına tepkinin arttığı dönemde gündemden inmemesi ve Pegasus Yayınları’nın ilk defa Türk yazar tarafından yazılmış roman yayımlamaları sebebiyle büyük bir beklentiyle almıştım. Beğendim mi? Beğendim.  Ama bir ara her yerde gördüğüm için çok büyük bir beklentiye girmiştim. Yazar bu kitabı sanırsam 16 yaşındayken yazmaya başlamış. Yaşına göre çok büyük bir başarı bence. Sadece karakterlere, kurguya ve olay örgüsüne ısınamadığım için beklentilerimin altında kalmıştı. Umarım ikinci kitapta her şey daha da güzelleşir.



7. En eğlenceli kitap



Bu kitaba başlarken bu kadar eğleneceğimi, güleceğimi hatta ağlayacağımı tahmin bile etmemiştim. Beni depresif halimden çıkardı ve mutlu etti. Mutsuz olduğum bir dönemde alıp okumuştum ve beni gerçekten mutlu etti. Okurken bu kadar çok eğlendiğim bir kitap daha olmamıştır herhalde (henüz). Kafa dağıtmak amacıyla yüzünüzün gülmesi için alıp okuyabilirsiniz. Belki size kahkahalar attırmaz ama en azından dudağınıza bir tebessüm kondurur diye düşünüyorum.



8. En hüzünlü (okurken beni en çok üzen) kitap


Jose Mauro de Vasconcelos, Şeker Portakalı (Zeze #1)

Bu kitap hakkında ne söyleyebilirim, bilmiyorum. Ne kadar mutlu olursam olayım bu kitabın adı geçtiği anda bir hüzün kaplıyor yüreğimi. Bu kitabı herkes okumalı. Kesinlikle. Diyecek başka bir şey bulamıyorum. Kelime dağarcığım ne yazık ki bu kitaba karşı olan hislerimi sizlere aktaracak kadar geniş değil.



9. En uzun / En kısa kitap



George R.R Martin, Taht Oyunları / Sunay Akın, 62 Tavşanı
(Taht Oyunları'nın yorumu için kitabın ismine tıklayınız.)

Bu yıl okuduğum en uzun kitap Taht Oyunları 850 sayfa, en kısa kitap olan 62 Tavşanı ise 64 sayfa. Taht Oyunları'nın birinci kitap olduğu Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin yorumu spoiler içermeyen bir şekilde bloğumda mevcut. Göz atmayı unutmayın!



10. En iyi / En kötü kapak tasarımına sahip kitap



David Levithan & John Green, Tek İsim Tek Kader / Büşra Yılmaz,4N1K

Güzellik göreceli bir kavram, bu nedenle görüşlerime katılmamakta özgürsünüz. Bence bu yıl okuduğum kitaplar arasında kapak tasarımı en güzel kitap Tek İsim Tek Kader’di. Zaten ben de birazcık kapağına aldanıp almıştım bu kitabı. Kapak tasarımı en kötü olan kitap da 4N1K idi benim açımdan. Bilmiyorum, sadece kapağa ısınamadım. Karakterleri temsil etmesi için manken kullanmak yerine karakterleri illüstüre etselerdi kapağı daha çok severdim. Tabi ki de bunlar benim görüşlerim.



11. Tahmin edilebilirliği en yüksek kitap


David Levithan, Another Day (Başka Bir Gün) (Every Day #2)

Cevabım biraz saçma, kabul ediyorum. Sonuç olan Another Day, Every Day (Her Gün) kitabının yeniden anlatılmış tarzı. Bilmeyenler için açıklayayım. Every Day kitabında olayları A isimli karakterimizin bakış açısından okuyoruz, serinin ikinci kitabı olan Another Day’de ise aynı olayları başka bir karakter olan Rhiannon’dan okuyoruz. Yani daha önce bildiğim olayları tekrar başka bir bakış açısıyla okuduğum için, sayfaları çevirirken olacakları zaten biliyordum. Tahmin etmedim ama biliyordum. Bence bu cevap kabul olmalı. 



12. Sonuyla beni en çok şaşırtan (ters köşe yapan) kitap


Büşra Yılmaz, Ölüme Fısıldayan Adam

Şu an düşündüm de bu kategori için Tehlikeli Oyunlar (Oğuz Atay) ne çok yakışırdı. Eğer bilmeseydim sonunu okurken çok şaşırırdım. Şöyle ki Tehlike Oyunlar kitabında, kitap başlamadan bir ön söz var ve bu ön sözü yazan kişi ön sözde Oğuz Atay, romanları ve karakterlerinden bahsederken Tehlikeli Oyunlar’ın sonunu yazmış. Bu nedenle sonunu bildiğim için beni ters köşe yapmamıştı. Her neyse, aklıma geldi de söyledim. Gelelim benim cevabıma: Ölüme Fısıldayan Adam. İlk başta etkilendiğim daha sonra zamanla benim üzerimdeki etkisinin azaldığı bir kitap Ölüme Fısıldayan Adam. Ama bu tabi ki o sonun beni şaşırttığı gerçeğini değiştirmez. Bir de kitabın ikincisi de çıkacakmış sanırım. O sondan sonra nasıl devam edecek, bilmiyorum. Ama tabi çıktığı zaman (eğer çıkarsa) alıp okuyacağım.




  Evet, arkadaşlar. Etiketimiz bu kadardı. Yine kendimi tutamayıp çok uzun yazdım galiba. Etiket yazılarında kendimi durduramıyorum aklıma ne gelirse yazıveriyorum. Umarım çok sıkılmamışsınızdır. Her neyse, bence çok keyifli bir etiketti.. O zaman bir sonraki yazımda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Yorumlar