Enis Batur - Cep Meşkleri | Kitap Yorumu (?)


Kitabın;
Adı: Cep Meşkleri
Yazarı: Enis Batur
Yayınevi: Can
Tür:  Deneme
Edebiyat: Türk Edebiyatı
Sayfa Sayısı: 78
Goodreads Puanı: 3,33

Etiket Fiyatı: 3 TL



ARKA KAPAK YAZISI

Son olarak Ağırlaştırıcı Sebepler Divanı, Bu Kalem Un, İmgeleri Kim Dinler, Mürekkep Zaman gibi yapıtlarını okuduğumuz Enis Batur, Cep Meşkleri’ni Can-Cep kitapları için kaleme aldı. Günümüz Türk edebiyatının kendine özgü yazarlarının başında gelen Batur’un bu yapıtına bir önsöz kaleme alan Cem Akaş, bu ‘’basit görünümlü parçalardaki damıtılmış ışığın, edebiyat tadına aç olanlar için doyum meşkleri sunduğunu’’ belirtiyor.


YORUMUM

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Can Yayınları’nın Cep dizisinden çıkan Enis Batur’un imzasını taşıyan Cep Meşkleri isimli bu kitabı yorumlamaya çalışacağım. Yorumlamaya çalışacağım diyorum çünkü tam, net bir şekilde bu kitabı yorumlayabileceğimi sanmıyorum. Yazının başlığındaki gibi bir soru işareti var kafamda.

Öncelikle bu Cep Meşkleri kitabı içinde neleri barındırıyor, ondan bahsetmeye çalışayım isterseniz. Bu kitabın içinde birbirinden bağımsız bir sürü deneme, öykü, alıntı ve notlar var. Bazı öyküleri okuyunca şöyle bir hisse kapıldım: Yazar sanki bir feribot yolculuğunda aniden aklına üşüşen bir şeyi defterine not olarak yazmış ve devamını hiçbir zaman getirememiş. Bilmem, anlatabildim mi? Genel olarak bu kitabı anlamadım. Evet, anlamadım. Okurken aklım oradan oraya savruldu diyebilirim. İnce olduğu için kısa sürede bitiririm sanmıştım ama beni yordu, neden bilmiyorum.

Kitabın başında yer alan Cem Akaş’ın önsözü okurken beni çok eğlendirmişti. Ön sözünde ikinci el bir ceket aldığını ve o ceketin cebinden çıkan alakasız notların bu kitapta derlendiğini anlatıyordu. Doğruluğunu bilemem çünkü kitabın arka kapağında da zıt şeylerden bahsediyordu.

Onun dışında gerçekten zevk aldığım bir sürü yazı okudum ama genel itibariyle hiçbir şey anlamadığım yazı da okudum. Uzun bir süre boyunca okuyamama dönemindeydim ve bu kitabı okumak ‘adam akıllı’ bir şeyler okumayı ne kadar özlediğimi hatırlattı bana. Enis Batur’dan okuduğum ilk kitaptı ve ne yazık ki tanışma kitabı olarak Cep Meşkleri bence yanlıştı. Enis Batur’u daha önce okumuş birisi olsaydım Cep Meşkleri’nden daha fazla zevk alabilirdim. Resmen uzun bir süre boyunca boğazıma bir şey takılmıştı ve Cep Meşkleri benim için bir bardak su oldu. Yeniden eskisi gibi keyifle kitap okuyabiliyorum, okuyamama durumumu tam anlamıyla atlattım ve bu benim için çok güzel bir şey. Kitabın arkasında ve önsözünde dediği gibi bu kitap ‘edebiyat tadına aç olan’ ben için ‘doyum meşkleri’ sundu.

Biraz daha kitaptan bahsetmeye çalışacak olursam, Enis Batur severlerin ilgisini çekebileceğini düşünüyorum.  Belki ileride daha fazla Enis Batur okursam tekrardan elime alabileceğim bir kitap olur Cep Meşkleri. En sevdiğim öykü (?) kitabın sonunda bulunan Öz isimli öyküydü. Cidden çok fazla hoşuma gitti. Onun dışında bazı öyküleri o kadar sevdim ki keşke daha uzun olsalar ve devamı gelse dedim. Bazılarını ise hiç anlamadım ve ‘Ben ne okudum az önce ya?’ diye tereddütte kaldım.

Çok karışık, kendisini tekrar eden ve kısa bir yazı olduğunun farkındayım. Ama bu kitap hakkında bir şeyler yazmak istedim her ne kadar ne yazmak istediğimi tam olarak bilemesem de.  Bu kitabı okuyanlarınız varsa yorumlarını okumayı çok isterim çünkü ne goodreads de ne de başka bir yerde bu kitapla ilgili bir yorum bulamadım. O zaman o çok sevdiğim Öz öyküsünden bir alıntıyla size hoşça kalın diyor ve yazıyı sonlandırıyorum!


ALINTILAR

Çocuk olsam, ah büyük olsam, odamdan kaçsam kurtulsam, evimden, şehrimden, yurdumdan firar etsem, kanatlı gemiye binsem, yerküreden, beni bana kilitleyen şu yörüngeden çıksam, gövdemi tinimi gökçekimine, uzayın dibine bıraksam, ben olsam, ah özümden çekip gitsem. (Syf. 70)

Yorumlar