Michelle Knight - Beni Bulun | Kitap Yorumu
Özgün Adı: Finding Me
Kitap Yazarı: Michelle Knight & Michelle
Burford
Yayınevi: Martı
Tür: Kurgu Dışı, Otobiyografi
Edebiyat: Amerikan Edebiyatı
Edebiyat: Amerikan Edebiyatı
Sayfa Sayısı: 287
ARKA KAPAK YAZISI
GERÇEK BİR YAŞAM ÖYKÜSÜ
1 EV, 3 KADIN, 11 YILLIK ESARET
Beni Bulun
Çünkü bu sizin de hikâyeniz
olabilir…
On bir sene boyunca kilit altında tutuldum, türlü
işkencelere maruz kaldım. Bu, hayatımın hâlihazırda bildiğiniz kısmı olabilir
fakat bilmediğiniz çok şey var.
Michelle Knight
Michelle Knight 2002 yılında,
Ariel Castro isimli bir okul servisi şoförü tarafından kaçırılıp, on yıldan
uzun süre taciz, tecavüz ve işkenceye maruz kaldı. 2003 yılında Amanda Berry,
2004 yılında Gina DeJesus tutsak olarak Michelle’e katıldı. 6 Mayıs 2013’te bir
fırsatını bulup tutsaklıktan kurtulmalarının ardından, bu olay dünyada büyük
yankı uyandırdı. Şimdi ise binlerce kişinin merak ettiği konu şu: O evin içinde
neler oldu? Üç kadın akıl almaz işkencelere dayanacak gücü nasıl buldu?
Michelle Knight, gözler önüne
serdiği bu sarsıcı hikayesiyle suskunlar için bir ses, her yıl kaybolan
binlerce çocuk ve genç için güçlü bir sembol oluyor.
YORUMUM
Evet, herkese merhaba öncelikle. Biliyorsunuz geçtiğimiz
günler bayramdı. Ben de bayramdan önce okuoku.com sitesinden kitap sipariş
etmiştim, meğer bayrama özel hediye kitap kampanyaları varmış, bilmiyordum.
Bayramdan sonra kitaplarım elime ulaştı, hepsi birbirinden güzel altı tane
kitabım oldu. Kitaplarımın arasında hediye kitap görmek ne kadar mutlu etti
beni, tahmin edebilirsiniz. Üstelik kampanyadan haberim olmadığından böyle bir
hediyeyi beklemiyordum. Neyse işte, hediye gelen kitap ‘’Beni Bulun’’ Daha önce
duymamıştım açıkçası.
Kitabın arkasını okuyunca konusu ilgimi çekmişti, gerçekten
tüyler ürpertici ve umut aşılayan bir konuydu. Kitabın ön yüzüne baktığımda
‘’Gerçek Bir Yaşam Öyküsü’’ yazısını okuduğumda o an o kadar şaşırdım ki.
Tüylerim gerçekten dikeldi, üstelik kitabı okumaya bile henüz başlamamıştım.
Sonra kitabı okumaya başladım, tabi sürekli aklımda bir
yankı mevcuttu. ‘’Okuduğun şeyler gerçekten yaşandı, birisi bu kötü olayları
yaşadı’’ Kitabın sonlarına doğru öyle heyecanla kitaba gömüldüm ki, kalbimin
gümbürtüsünü duyabiliyordum. Kitabı bitirdikten sonra ise titrediğimi fark
ettim. Belki de beni etkilemesinin sebebi kurgu değil de gerçekten yaşanmış
olmasıydı. Kitap bitince ellerim ve bütün vücudum titriyordu. Kendime gelmem en
az bir beş dakika sürmüştür. Bazen kitabı öyle bir süratle okuyordum ki gerçek
olduğunu unutuyordum, gerçek olduğunu hatırlayınca kalbime bir ağırlık
çöküyordu. Üstelik bu kitabı yazan kişi bunları yaşamıştı. Kapakta bulunan o
kadın yaşamıştı bunları. Kitabın ortalarında kadının yaşadığı olaylara dair
fotoğraflar da mevcut, o kısma geldiğimde gerçeklik bütün vücudumu esir aldı.
Gözlerim açılmış ve heyecanla kitabı okumaya devam ettim.
Sonuç olarak kitabı bir günde bitirdim. Evet, az önce
kitabın benim üzerimdeki etkisini okudunuz, şimdi ise düşüncelerimden
bahsedeceğim biraz.
Kitap acıklı ve tüyler ürperticiydi. Özellikle o son sahnede
bir kısım var, balonlarla ilgili bir yer, -okuyanlar beni anlamıştır- o kısımda
gerçekten ürperdim ve içimdeki bir ses beni dürtükledi. Bu eziyetlere katlanan
hala insanlar var. İnsanlar kayıp, birçok insan şu an bir sapığın elinde
tutsak. O insanlardan birisi ben olabilirdim. Kitabın yazarı ve anlatıcısı
–haliyle olayları yaşayan- Michelle hayata tutundu, umudunu ve özellikle
Tanrı’ya olan inancını kaybetmedi. Şaşırdım. Kitabın başında Michelle’nin
aklında Tanrı’nın varlığıyla ilgili sorular vardı ama sonlarına doğru Tanrı’ya
olan inancı gelişti, on bir yıl tutsak kalmasına, günde defalarca tecavüze
uğramasına, dövülmesine ve işkence görmesine karşın Tanrı’nın adaletini
sorgulamadı ve ona koşulsuzca inandı. Burada Allah’ın adaletini sorguladığım
düşünülmesin lütfen, sadece empati kuruyordum. O olayları yaşayan ben olsaydım
(Allah kimseyi bu durumlara düşürmesin) büyük ihtimalle ‘’Neden ben?’’ ‘’Allah
neden bana yardım etmiyor’’ gibi düşüncelere kapılırdım.
Yaşadıklarına rağmen Michelle yaşamaktan vazgeçmedi, hayata
tutundu. Oğlu için, on bir yıldır görmediği oğlu için yaşama tutundu. Michelle
ve onunla birlikte esir olan Amanda ve Gina bundan iki sene önce tutsaklıktan
kurtulmuş. Şu an Michelle bir aşçılık okulunda eğitim görmekteymiş, kendisine ait
bir evi ve köpeği varmış. Hayatını yeniden kazandığı için mutlu. Amanda ve Gina
da öyle. Her şeye rağmen, yaşadıkları kâbusa rağmen ayakta kalıp yaşamaya devam
ettiler. Gerçekten umut verici ve sizi kesinlikle bulunduğunuz hayattan ötürü
şükretmeye yönelten bir kitap.
Sizi temin ederim ki eğer bu kitabı okuyacaksanız tüyleriniz
dikelecek ve titreyeceksiniz. Çünkü okuduğunuz satırlar gerçekten yaşanmış
olaylar. Allah bu durumdaki kadınlara yardım etsin. Lütfen bu tür olayların her
dakika yaşandığının farkında olalım. Ve eğer lütfen kitabı okuyacaksanız
‘’Önsöz’’ kısmını da okuyun. Eğer insanlar bilinçli olsaydı ve tuhaf durumlarda
polise haber verselerdi Michelle ve diğerleri bu işkencelere on bir yıl maruz
kalmazdı. Eğer kitabı okursanız demek istediğimi anlayacaksınız.
ALINTILAR
Sizden ricam böyle bir durumla karşı karşıya olduğunuzu sezerseniz -okular gitmeyen bir çocuk, evinden çıkamıyor gibi görünen bir kadın- lütfen polisi arayıp haber verin ve kontrol etmelerini isteyin. Her şey yolunda çıkarsa aptal gibi görünürüm, diye korkmayın. En azından zor durumdaki birine yardımcı olmaya çalıştığınızın bilincinde olacak ve bunun iç rahatlığını yaşayacaksınız. Lütfen arama yapmak için iki dakikanızı aramaktan hiçbir zaman çekinmeyin...
Başınızı dik tutabilme gücünüzün olmasının ne demek olduğunu şimdi anlıyorum; acılarla geçen onca yılı eğilmeden geçirebilmenin ardından. Kendi gözümden bakınca ben muhteşem biriyim; çünkü hala sefalet dolu bir hayattan daha büyük bir şeyin olduğuna inanma cesaretini gösterebiliyorum.

Yorumlar
Yorum Gönder